15 Ocak 2014 Çarşamba

işin özünde yalnızlık var

varoluşsal yalnızlık:

hep unutmaya çalıştığımız, bırakıp gittiğimiz, bir çocuğun varacağı yere doğru seke seke uzaklaşması gibi her defasında en saf halimizle, kana kana kendisinden uzaklaştığımız, bir ihtiyarın ölüme ağır ve emin adımlarla yaklaşması gibi en nihayetinde içine düşüp kaldığımız acı gerçeğimiz. 
ilk ve en büyük inkarımız. 

iş , aile , okul , sevgili , bok püsür.... kısaca tüm çabamız bu gerçeği unutmak içindir. 

çünkü insan kendine maruz kalmak istemez.

ilk ezberimiz. 
biz ezber bozmaya çalışıyoruz. bozabilsek! yapabilsek! en azından denesek!

aynı anda hiç ve her şey olabilme potansiyelini taşıdığına inanma halinin vuku bulduğu bünyenin hissettikleri. ben dünyanın kralıyım ve aynı zamanda dünyanın en zavallı aciz insanıyım. ben bu gizemli büyüyü bozarım. bi bok yaptığın yok, hiçbir şeye karşı duyduğun sorumluluk, eylemden kaçmak seni potansiyel olarak her şey olduğuna inandırabilir. asgari ihtiyaçlarını karşılamak için yapmak zorunda olduğun eylemden bahsetmiyorum. emeğine zaten yabancısın ona yapabileceğin bireysel bir müdahale pasif bir direnişten öteye geçemez, sonuç kişisel tatmin olabilir en fazla. bu somut bir kazanım olmayacağı için sen başarısızlık olarak göreceksin bunu. köşene çekil aman diyeyim başarısız olmaktansa potansiyel kral olarak kal sen. çabalamak senin yüce benliğine aykırı çünkü. otur boş zamanlarında varoluşçu kitaplar oku, bokunu çıkarana kadar oku. oku yani anca oku yat kalk oku o kitapları.
"var olmak ağır iş, başka iş istemem." diyerek var olan sıkıntının özünü belirtmiştir ünlü türk düşünürü ferhan şensoy''
e ne yapayım? varoluş zaten ağır yük diye sen diyorsun, bak ferhan da diyor ne yapayım da varoluşu anlamsız ya da anlamlı kılayım, diye soruyorsan senin ben evine ateşler salayım! kaç yaşına geldin daha bulamadın mı buna cevap!
üzülme ben de bulamadım.
fakülteyi kazanıp da hazırlığa başladığım o eylül benim için varoluş sebebi belliydi; aşk, seks, alkol, iron maiden ha bi de kısa camel. nefisti biliyor musun her şey, ha seks yoktu henüz, hazır olacağım bla bla, özel olacak diye oyalıyorduk manitayı ya da kendimizi. ilk seferi hep bok gibi olmuştur her kadın için. neyse geç bu konuyu hahahah saçmalık lan ilk seks... neyse ne diyordum süperdi hayat. yepyeni arkadaşlar falan ediniyordum. 18'e girmiştim nefist o dönem. ara tatilde annemi kaybedince varoluşumu bir sikti hayat altı ay toparlayamadım...
atlatıldı yeniden gülündü. ben zaten gülmeden on dakika bile duramam ki annemden almışım bunu. bence anneannemin elbisesi cenazede yırtıldığında tabuttan en çok o gülmüştür eminim. neye inanıyorsam annemle birlikte gömdüm ben toprağa, 27 yaşına kadar da inanacağım bir şey, bir biçim, biri çıkmamıştı karşıma. şu içerde uyuyan adama 19 ocak günü aşık olunca inandığım her ne varsa çıkardım topraktan. 
douglas adams'ın her, otostopçunun galaksi rehberi'nde cevabini 42 olarak verdiği soruya benim cevabım ''tufan'' bir senedir. al sana enfes varoluş sebebi. evde rakı yapacak bu adam, polisi arayıp ''kocam evde sahte rakı yapıyor'' diye bir şaka yaparsam önce polisi döver sonra saatlerce benimle bu duruma güler. kızmıyor hiç. hiçbir şeye kızmıyor, hep gülüyor. çok güzel gülüyor... 
hayat, iki kişinin karşılıklı gelip, beş aşağı beş yukarı birbirlerinin anlayacağı hikayeler anlatmalarından ibarettir bence. o daha çok anlatıyor. ben çok gülüyorum. böyle bir varoluşa o kadar çok şükrediyorum ki korkarım tanrı'ya bile inanacağım.
hayatın kendi tabiatı gereği içerdiği bir anlam yok. yaşam bir anlam arayışı olmadı geçmişte, gelecekte de olacağını sanmıyorum. 
bir su damlasının duvardan akmasının nasıl bir anlamı varsa hayatın da belki öyle bir anlamı vardır tabi. bu sizi tatmin ediyorsa sevişin, koklaşın, yemek yiyin, uyuyun, sıçın. mutlu öleceğinizi ya da mutluluğun iyi bir şey oldugunu sanmayın ama. mutluluk sadece yaşamın yöntemlerinden biridir. atılan çubuğu geri getiren bir köpeğe verilen ödül gibi. yok bu bana yetmez diyorsanız herhangi bir şeyi hayatınızın anlamı olarak seçip, tüm varlığınızı ona harcamanızda hiç bir sakınca yoktur.

annem ilk defa araba kullandığında yoldaki bir hödüğe ''annesi kötü kadınların çalıştığı yerde çalışan kadının çocuğu'' demişti, hahahah ne ne ne, diyen üstüne giden babam hala bunu anlatıp gülüyor. varoluşunu tek bir anıya bağladı bence. 
sikinin doğrultusuna git arkadaşım, o kadar nefis ve varoluş sancısıyla harcanamayacak kadar kısa ki bu hayat. paşa gönlünün kriterlerine göre yaşa. ha sikin eğriyse etrafında döner durursun onu da kat hesaba da. ahahah lan öyle bir porno yıldızı adam var. kadınlar sevişemiyor bu herifle hah bak yine seks denince sapıyorum konudan. seks nefis bir varoluş sebebi. büyütmeye gerek yok yalnızca. büyütünce kadınların götü kalkıyor erkekler mutsuz oluyor. 


"her seçiş, bir vazgeçiştir!"
- jean paul sartre -

"dünya tersine dönse vazgeçmem!"
- müslüm gürses -


(bazen sen bazen siz demişim okuyucuya, lan ben belki de kimse okumuyordur diye sizi seni karıştırdım ahahaha milyorlara sesleniyorum, öperim nefis kalın)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder